top of page
Ara

Öylesi Atasözleri, deyişler var ki, yaşantınızın her anında örnek alabiliyorsunuz. Zaten Ata sözleri hiçbir zaman boşuna söylenmemiştir. Bu gün çok sevdiğim sözlerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocukluk anlarımızdan itibaren hayatımızın her anında ailelerin söylediği söz dizileri aklıma geliyor. Belki insanlar genç yaşlarda anlamıyor olabilir, ama belli yaşlarda bunu çok daha iyi anlıyorsunuz.

     Davul bile dengi dengine çalar atasözünü muhakkak bir yerlerde duymuşuzdur. Bu cümle çok sık kullanılan bir atasözüdür. Ancak ne amaçla kullanıldığının anlaşılabilmesi için anlamının bilinmesi gerekmektedir.

    Genellikle bir işe ya da bir kimseye biri yakıştırılmadığı zaman bu atasözü kullanılmaktadır. Atasözlerinin insanlara nasihat verdiği ve yaşanmışlıklardan ortaya çıktığı unutulmamalı, kendi belki bunun farkında olmayabilir ama toplum bunun farkındadır ve had bilmek de işte budur.

    İnsanların birbirleriyle beraber olması ve beraberliklerinde mutlu, huzurlu ve uzun soluklu olmaları için ortak bir payda da buluşmaları gerekir. Birbirlerine zıt karakterlere, alışkanlıklara, yaşam tarzına, aileyapısına, yeme içme alışkanlıklarına, oturup kalkmasına, eğitimlerine ve ailelerine sahip olan kişilerin anlaşma ihtimalleri çok düşüktür. Bu kadar ayrılmalar, ihanetler ve kavgalar hep bu yüzden olmaktadır.

    Bunun yanında kişilerin mevki, makam, eğitim ve kariyerlerinin de birbirine eşit olması ilerde problem yaşamamaları açısından oldukça önemlidir.

  Kimseyi yargılamak doğru değil tabii, sosyal medyada görüldüğü gibi, sinemalarda, kitaplarda olduğu gibi değil.  Hayat acımasız ve ne zaman suratına yaşam tokatını yiyeceğin hiç belli olmaz.

   Yetiştirilme önemli olan, nasıl bir ortamda yetiştirildiği, kimlerden nasıl eğitim aldığı, okulları çok önemli... İş konusunda da aşk konusunda da bu böyle . Arkadaşlıklarda böyle değil mi? “Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu”  bu da bağlantılı bir başka söz.

  Gerek maddi, gerek manevi yönden kendine uygun kişileri seçmeli, özellikle özel ilişkilerde... Merhaba kısmı sizi belki çok etkilemez ama arkadaşlık, hele ki dostluk uygun ve eş olmalı. Belki gençlik dönemleri daha duygusal olabilir insan ama hayat çok uzun arada ufak tefek değişiklikler olabilir ama uçurumlar varsa araya hangi köprüyü kurarsanız kurun, hangi viyadüğü yaparsanız yapın ufak rüzgarlara dayansa bile fırtına ve kasırgalar dayanamaz ki… Yaşantıda fırtınalar, kasırgalar çok yaşanıyor.

  Birilerinin kolaylıkla erişebileceği yerde diğeri uzak mesafelerde ise uçurum daima galip geliyor. Bir de bazı şeyler, vizyonlar sizin için önemli ise benzer kültür, maddiyat, eğitim, sosyal çevre, yaşam tarzı... Fermana karşı çıkmak isteyenler de olabilir ama…

Bu durumu anlatmak için ise davul dengi dengine çalar atasözü kullanılmaktadır.


Unutmamalı ki, ortak yönlerimiz çok olmalı...

 
 
 

Güncelleme tarihi: 29 Ağu 2023


Hamd, Allah Teâlâ’yadır.

Şehvet hissi insanda sadece bu dünya imtihanı olarak değil onun soyunu devam ettirmesi için fıtrî bir hediye olarak da bulunmaktadır. Şüphesiz bu his içersinde lezzet olmasaydı insan doğum, çocuk büyütme gibi meşakkatlere katlanmayacak ve insan nesli devam etmeyecekti.

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır.

Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız?


1) Duâ edin ve kararlı olun

İlk kâide duâ ile Allah (azze ve celle)’dan yardım isteyin. Şu duayı edebilirsiniz;

Ey Allahım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.

| İhya’u Ulûm’id-din

İkinci kâide yönetimin nefsinizde değil sizde olması konusunda kararlı olun. Gerekirse nefsinizi cezalandırın.


2) Oruç tutun

Evli değilseniz ve evlenmeye birtakım sebepler ile gücünüz de yoksa oruç tutmak büyük ölçüde bu şehvet hissini kırmanıza yardımcı olacaktır.

Nitekim Rasûlullah -sallallau aleyhi ve sellem- şu sözünde oruca yöneltmiştir:

“Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik, (harama bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten) iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun.Çünkü oruç,(harama düşmekten) bir himâyedir.”

| Buhârî; hadis no: 5065. Müslim; hadis no: 1400


3) İyi ve güzel ahlaklı arkadaşlarınız ile vakit geçirin

İyi ve güzel ahlaklı, ibadet ehli kimseler ile vakit geçirin. Sâlih ve sâliha kimseler hayırlı işlerle meşgul olacağı için sizler için de birer vesile kaynağı olacaktır.

Nitekim Rasûlullah -sallallau aleyhi ve sellem- bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır;

“Kişi yakın dostunun dini üzeredir. O halde sizden her biriniz kimi yakın dost ediniyorsa ona dikkatle baksın.”

| Hadis-i Şerif, Tirmizi


4) Boş ve haram bakışları bırakın

Günümüzde insan nereye baksa bir günah ile karşı karşıya gelmektedir. Evinden çıkmayan dahi oturduğu yerden cep telefonu ve bilgisayarı ile kolayca günaha girebilmektedir. Özellikle internet üzerinde çıplaklık içeren görsellere bakılmamalı, böyle yayınların yapıldığı sitelerden uzak durulmalıdır.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de Ali’ye -Allah ondan râzı olsun- şöyle buyurmuştur:

“Ey Ali! Bir bakışın peşinden tekrar bakma (birinci bakışına ikinci bakışını ekleme)! Çünkü birinci bakış, senin hakkındır (kasıtlı olmadığı için birinci bakışında sana bir şey yoktur.) İkinci bakış ise, senin hakkın değildir (kendi isteğinle olduğu için ikinci bakışında sana günah vardır.)”


| Ahmed, Ebu Dâvud, Tirmizî ve Dârimî rivâyet etmişler.


5) Boş vakitleri hayırlı işlerle doldurun

Boş vakitleri değerlendirmek şehvet hissinin akla gelmesini kısmen de olsa engelleyecektir. Şunları yapabilirsiniz;

  • Yararlı ve ilmi kitaplar okuyun

  • Dini (sohbet) ve ilmi yayınlar izleyin

  • Tefekkür, zikir ve tespihlere devam edin

  • İnsanlara dini hakikatleri duyurmak için koşturun

  • Spor yapın (yüzme, koşu gibi faaliyetler ile vücudu kontrol altında tutun)


6) Allah (azze ve celle)’dan haşyet duyun ve hayâ edin

Şehveti kontrol altında tutmamak kişiyi zinâya yönelteceği gibi en az basitinden mastürbasyon yapmasına sebep olabilir. Zaruret olmadıkça mastürbasyon yapmanın doğru olmadığını ve ilahi cezaya müstahak olduğunu bilmelidir. Her şehvette mastürbasyon yapmak yerine nefsin bu arzusunu Allah’tan hayâ ve haşyet duyarak yenmeye çalışmalıdır.

Haşyet kelimesi sözlükte, ‘korkmak’ manasına gelir. Kişi Allah’ın her an onunla olduğunu bilmeli; lüzumsuz ve haramî olarak şehvet duymaktan, hayallere dalmaktan kaçınmalıdır.

Nitekim Allahu Azîmüşşân bir âyet-i celilesinde şöyle buyurmaktadır;

“Şüphe yok, o kimseler ki Rablerinden gıyaben haşyet duyarlar, (işte) onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır.”

| Kur’an-ı Kerim, el-Mulk, 67/12

Hayâ ise “utanma, çekinme, vaz geçme, tevbe” manasına gelir.

Nitekim Rasûlullah -sallallau aleyhi ve sellem- bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır;

“Allah’tan gereği biçimde haya edin!”

| Hadis-i Şerif, Müsned: 3489


7) Allah (azze ve celle)’ın ahiret için hazırladğı nimetleri hatırlayın

Nitekim Allah -azze ve celle- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın emirlerine teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar, îmân eden erkekler ve îmân eden kadınlar, (Allah’a ve Rasûlüne) itaat eden erkekler ve itaat eden kadınlar, (sözlerinde) doğru olan erkekler ve doğru olan kadınlar, (ibâdetlere ve zorluklara) sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah’tan) korkan erkekler ve korkan kadınlar, (farz ve nâfile) infak eden erkekler ve infak eden kadınlar, (farz ve nâfile) oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, (zinâdan) ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, (kalpleri ve dilleriyle) Allah’ı çokça anan erkekler ve çokça anan kadınlar var ya, işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat (cennet) hazırlamıştır.”

| Kur’an-ı Kerim, Ahzâb Sûresi: 35


8) Yediğinize/içtiğinize dikkat edin

Bazı yiyecek ve içerecekler şehvet hissini arttırıcı özellik taşımaktadır. Bunlara dikkat etmeli fındık, fıstık, çikolata, muz vs. gibi gıdalar az tüketilmelidir. Sinirleri uyaran çay, kahve vs. içecekler azaltılmalıdır.


9) Soğuk ve Sıcak Su İle Duş Alın

Özellikle soğuk su ile duş almak bu hissi ortadan kaldıracaktır. Duşa girildiğinde istimna (mastürbasyon) tehlikesi olduğu için hızlıca vücudun alt kısmını yıkayıp, sonra devam etmek faydalı olacaktır.


10) Kendinizi Boşaltın

Kendi kendinize azdığınız zamanlarda kendinizi cinsel organınızı ovarak boşaltın...

Bu şehvetinizi belli süreliğine indirecektim...


11) Bunları yapmanıza rağmen hâlâ bu hisle uğraşıyorsanız evlenin:)

Bazı kimselerin evlilik hayatlarında dahi mastürbasyon ile meşgul olarak, eşlerinin cinsel ihtiyaçlarına ehemmiyet vermedikleri bilinen bir gerçektir. Mastürbasyon devresinden sonra evlenmiş kimseler, kavuştukları gül bahçeleri dururken, gübrelikte nefes harcamanın budalalık olduğunu iyice idrak etmelidirler. Kadın olsun erkek olsun, artık evlendikten sonra da bu illetin devam ettirilmesi, tamamen anormal ve aile saadeti için tehlikelidir.

Merak etmeyin zaten bulamadığı cinsel ilişkiyi bol olarak bulan her zatın şehveti azalacaktır...

 
 
 

Fıtrat yaratılıştan gelen, doğal olması gereken anlamında bir sözcüktür.


Günümüzün en büyük sorunlarından biri, kuşkusuz bir manasızlık deryasında boğulup hayatı anlamsız şekilde yaşamaktır. Çoğu şeyi maddiyatla kolayca elde edebilen insanlar, güçleri her şeye yettiği halde neden hala mutsuzlar? Veya çok nitelikli bir üniversitede okuyan, geleceğini daha erken bir yaşta belki de garanti altına alan ve maddi açıdan hiçbir sıkıntısı olmayan bir öğrenci neden hâlâ “Her şeye sahibim ama bu beni tatmin etmiyor” deme ihtiyacı hissediyor? Bunun sebebini şöyle açıklayabiliriz: İçlerine kodlanmış olan özü doğru şekilde kullanamıyorlar ve ona virüs bulaştırıyorlar. Kendilerini doğaya uydurmaları gerekirken doğayı kendilerine uyduruyorlar ve içlerine nakşedilmiş olan öze aykırı davranıyorlar. Bundan dolayı da içlerinde bir eksiklik hissediyorlar. Peki nedir bu öz? Bu öz, yaratılışımızın ruhani boyutu olan fıtrattır.

Fıtrat kelimesi “yarmak, ikiye yarmak; yaratmak, icat etmek” manalarına gelen فطر kökünden isim olup “yaratılış, belli yetenek ve yatkınlığa sahip oluş” anlamında kullanılır. فاطر ismi ise bir çekirdeği- özü yaratan ve onun içindeki dizaynın görünmesini (varlık alemine çıkmasını) sağlayan, Allah’ın sıfatlarından biridir. Bu sıfat Kur’an’da altı yerde geçer: En’am 14, Yusuf 101, İbrahim 10, Fatır 1, Zümer 46, Şura 11.

Fatır olan Allah, insanı bir fıtrata sahip kılmıştır. Nitekim Yüce Allah Rum suresi 30. ayette bunu şöyle dile getirmiştir: “Sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın yarattıklarında geçerli kanununa (fıtrata) çevir. O, insanları da ona göre yaratmıştır. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. İşte sağlam din bu dindir. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.”


İnsanoğlunun Fıtratı;

  • Erkek ve dişi olmak

  • Evlenmek, sex yapmak, çocuk sahibi olmak

  • Allaha tapmak, yoksa içimizde eksiklik kalır

  • Bıyıkları kesmek, sakalı salıvermek, misvak kullanmak, su çekerek burnu temizlemek, tırnakları kesmek, parmak üzerindeki eklemlerde kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak, koltuk altındaki kılları yolmak/gidermek, kasıkları tıraş etmek, küçük abdest ve büyük abdest mahallerini yıkamaktır.

 
 
 
bottom of page