top of page

Allah Övülmeye Layıktır, Herkesten Üstündür

 

Nisa Suresi 131.Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Göklerdeki her ÅŸey, yerdeki her ÅŸey Allah’ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de “Allah’a karşı gelmekten sakının” diye tavsiye ettik. EÄŸer inkâr ederseniz, (bilin ki) göklerdeki her ÅŸey, yerdeki her ÅŸey Allah’ındır. Allah, zengindir, övülmeye lâyıktır.

​

Nisa Suresi 158. Ayet: Diyanet Meali(Yeni)

Fakat Allah onu kendisine yükseltmiÅŸtir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Hadis: İslamın Beş Ana Esası

İbni Ömer radiyallahu anhümâ' dan rivayet edildiÄŸine göre;

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

"İslâm dini beÅŸ esas üzerine kurulmuÅŸtur:

Allah'tan baÅŸka ilâh olmadığına ve Muhammed' in Allah' ın resulü olduÄŸuna ÅŸehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak."

Buhârî, Îmân 1, 2; Tefsîru sûre (2), 30; Müslim, Îmân 19-22. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, Îmân 13

​

Hadis: Makbul İbadet

“Amellerin Allah Teâlâ’ya en sevimli olanı, az da olsa devamlı yapılanıdır.” (Müslim, Müsâfirîn, 218)

Hadis: Namaz Dinin DireÄŸi, Cihad Amelin Zirvesidir

Muaz İbnu Cebel rivayet ediyor:

    "Bir seferde Resulullah (sav)'la beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük.

    "Ey Allah'ın Resulü, beni cehennemden uzaklaÅŸtırıp cennete sokacak bir amel söyle!" dedim.

    "Mühim bir ÅŸey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık nasib ettiÄŸi kimseye kolaydır; Allah'a ibadet eder, Ona hiçbir ÅŸeyi ortak koÅŸmazsın, namaz kılarsın, zekat verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beytullah'a hacc yaparsın!" buyurdular ve devamla:

    "Sana hayır kapılarını göstereyim mi?" dediler.

    "Evet ey Allah'ın Resulü." dedim.

    "Oruç (cehenneme) perdedir; sadaka hataları yok eder, tıpkı suyun ateÅŸi yok etmesi gibi. KiÅŸinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin ÅŸiarıdır." buyurdular ve ÅŸu ayeti okudular. (Mealen):

    "Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rabblerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek O'na dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiÄŸimiz ÅŸeyden de bağışta bulunurlar." (Secde, 32/16). Sonra sordu:

    "Bu (din) iÅŸinin başını, direÄŸini ve zirvesini sana haber vereyim mi?"

    "Evet, ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı:

    "Bu dinin başı İslam'dır, direÄŸi namazdır, zirvesi cihaddır!" Sonra ÅŸöyle devam buyurdu:

    "Sana bütün bunları (tamamlayan) baÅŸ amili haber vereyim mi?"

    "Evet ey Allah'ın Resulü!" dedim.

    "Åžuna sahip ol!" dedi ve eliyle diline iÅŸaret etti. Ben tekrar sordum:

    "Ey Allah'ın Resulü! Biz konuÅŸtuklarımızdan sorumlu mu olacağız?"

    "Anasız kalasıca Muaz! İnsanları yüzlerinin üstüne -veya burunlarının üstüne dedi- ateÅŸe atan, dilleriyle kazandıklarından baÅŸka bir ÅŸey midir?" buyurdular. [Tirmizi, İman 8, (2619)]

Dinde Zorlama Yoktur

 

Bakara Suresi 256. Ayet: Diyanet Meali(Yeni)

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doÄŸruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâÄŸûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasaÄŸlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla iÅŸitendir, hakkıyla bilendir.

HER MÜSLÜMANIN İKİ GÖREVİ

 

1. Cihat

Tevbe Suresi 73. Ayet: Diyanet Meali

Ey peygamber! İnkârcılara ve münafıklara karşı cihad et, onlara sert davran; onların varacağı yer cehennemdir ve bu ne kötü bir sondur!

2. SavaÅŸ

Enfal Suresi 39. Ayet: Diyanet Meali

Fitne ortadan kalkıncaya ve dinin tamamı Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Vazgeçerlerse kuÅŸkusuz Allah yaptıklarını görmektedir.

Sınav

 

Ankebut Suresi 2.Ayet: Diyanet Meali

İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?

Hadis: Hidayet ve Dalalete Sevk

“Kim hidayete çaÄŸrıda bulunursa, kendisine tabi olanların sevapları kadar ona sevap verilecek ve tabi olanların sevaplarından da hiçbir ÅŸey eksilmeyecektir. Kim de dalalete davet ederse, kendisine tabi olanların günahları kadar günah ona verilecek ve tabi olanların günahlarından da hiçbir ÅŸey eksilmeyecektir.”

(İbn Mâce, Sünnet 14)

Salih Amel Edenler Cennetliktir

 

Maide Suresi 9. Ayet: Diyanet Meali

Allah, iman edip dünya ve âhiret için yararlı iÅŸler yapanlara söz vermiÅŸtir; onlar için bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır.

Namaz Kıl Emri

​

İbrahim Suresi 31. Ayet: Diyanet Meali

 Ä°man eden kullarıma söyle: Alım satımın bulunmadığı, dostluÄŸun fayda vermediÄŸi o gün gelmeden önce namazlarını dosdoÄŸru kılsınlar, onlara verdiÄŸimiz rızıklardan Allah rızâsı için gizli ve açık harcasınlar.

Hadis: Orta Yolu Tutturun 

Ebû Hüreyre  radıyallanu anh’dan rivayet edildiÄŸine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

 

“Din kolaylıktır. Dini aÅŸmak isteyen kimse, ona yenik düÅŸer. O halde, orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya çalışınız, o zaman size müjdeler olsun; günün baÅŸlangıcından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız.” [1]

Buhârî, Îmân 29. Ayrıca bk. Nesâî, Îmân 28.

​

Buhârî’nin bir baÅŸka rivayeti ÅŸöyledir:

“Orta yolu tutunuz, amellerinizi mükemmelleÅŸtirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öÄŸle ile akÅŸam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz gidin, telaÅŸsız gidin ki, menzilinize, varacağınız hedefe ulaÅŸasınız.”  Buhârî, Rikâk 18.

Kalpler Ancak Allah' ı Anmakla Huzur Bulur

 

Rad Suresi 28. Ayet: Diyanet Meali

Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuÅŸanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuÅŸur.

İtaat

​

Nisa Suresi 59. Ayet: Diyanet Meali

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. EÄŸer bir hususta anlaÅŸmazlığa düÅŸerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.

Kötülük Cezalandırılır

​

Nisa Suresi 123. Ayet: Diyanet Meali

Ne sizin kuruntularınız, ne de Ehl-i kitabın kuruntuları... Kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah’tan baÅŸka bir dost da bir yardımcı da bulamaz.

ALLAH TEKTİR VE BİRDİR, BAŞKACA İLAH YOKTUR

 

Bakara Suresi, 163.Ayet:

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan baÅŸka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).

​

Taha Suresi 5. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Rahmân, ArÅŸ’ a kurulmuÅŸtur.

Kafirlere Karşı Bize Yardım Et

​

Ali İmran Suresi, 147.Ayet:

Onların söyledikleri: “Rabbimiz, günahlarımızı ve iÅŸimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) saÄŸlamlaÅŸtır ve bize kafirler topluluÄŸuna karşı yardım et” demelerinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi.

İslamdan başka din aranmaz

 

Ali İmran Suresi 85. Ayet: Diyanet Meali

Kim İslâm’dan baÅŸka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır.

Sınavda Hesabın nasıl olacağı

 

Muminun Suresi 102. Ayet: Diyanet Meali

Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Muminun Suresi 102. Ayet: Cemal KülünkoÄŸlu Meali

Kimin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanlardır. Onlar cehennemde kalacaklardır.

PEYGAMBERE İTAAT EDİN

 

HaÅŸr Suresi 7. Ayet: Diyanet Meali

Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaÅŸan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doÄŸrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.

Cennete Götüren Amel

​

Hadis: Bir günaha bir sevap iÅŸle

Ebu Zer’den (r.a.) rivâyet edildiÄŸine göre, “Yâ Resûlullah, beni cennete götürecek, cehennemden uzaklaÅŸtıracak amel göster” dedi. Resûl-i Ekrem, “Bir günah iÅŸlediÄŸinde hemen peÅŸinden bir iyilik iÅŸle ki, onun karşılığı on mislidir” buyurdu. (Günahı geçecek sevap iÅŸle ki o onu götürsün.)

(TerÄŸib, V, 72. (Suyûti, el-Câmiu’l-kebir, c.1 s.2727: Hindî, Kenzu’l-ummâl, c.15, s. 784) el Mektbetü’ÅŸ-Åžâmile)

Hadis: Sevap ve Günah yazılışı

“Kim bir hayır iÅŸlemek ister de onu yapamazsa, kendisine bir sevap yazılır. Yaparsa on sevap yazılır. Kim de bir kötülük yapmak ister de yapmazsa, ona hiçbir ÅŸey yazılmaz. Yaparsa bir tek günah yazılır” (Müslim, Îmân 259).

​

DÜZELENİN ESKİSİ ÖRTÜLÜR, İYİLER ARASINA KONUR

​

Ankebut Suresi 7. Ayet: Diyanet Meali

İman edip salih amel iÅŸleyenlerin kötülüklerini elbette örteceÄŸiz. Onları iÅŸlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.

Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Åžâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan ÅŸeyi bana ortak koÅŸman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. DönüÅŸünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceÄŸim.

İman edip de salih amel işleyenler var ya, biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacağız.

SABREDİN, ŞEVKLE CİHAD EDİN

​

Âl-i İmran Suresi; 200. Ayet

"Ey İnananlar! Sabredin, düÅŸmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki baÅŸarıya eriÅŸebilesiniz."

Hadis: Yararlı İşler Görmekte Acele Ediniz

Ebû Hüreyreradıyallahu anh’den rivayet edildiÄŸine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

“Yararlı iÅŸler görmekte acele ediniz. Zira yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zamanda insan, mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü’min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.”

Müslim, Îmân 186. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 30, Zühd 3; İbni Mâce, İkâme 78

SAPITIRSAM KENDİ ALEYHİME SAPITMIŞIMDIR

​​

Sebe' Suresi; 50. Ayet

"De ki: EÄŸer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. EÄŸer doÄŸru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiÄŸi (Kur'an) sayesindedir. Åžüphesiz O, iÅŸitendir, yakındır."

Sınav

​​

Bakara Suresi, 155. ayet meali :

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceÄŸiz. Sabır gösterenleri müjdele.

Yüzünü Batıya Çevirme

​​

Bakara Suresi, 177. ayet meali :

Yüzlerinizi doÄŸuya ve batıya çevirmeniz iyilik deÄŸildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine raÄŸmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoÄŸru kılan, zekatı veren ve ahidleÅŸtiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doÄŸru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

DoÄŸru Yolda Olanın Ödülü

​

Fussilet Suresi; 30. Ayet: Diyanet Meali

Åžüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoÄŸru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!”

Mümin ve Salihlere Müjdele

​

Ankebut Suresi 58. Ayet: Diyanet Meali

İman edip salih amel iÅŸleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köÅŸklerine yerleÅŸtireceÄŸiz. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir!

​

Meryem Suresi 96. Ayet: Diyanet Meali

İnanıp salih ameller iÅŸleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.

​

Bakara Suresi 277. Ayet: Diyanet Meali

Åžüphesiz iman edip salih ameller iÅŸleyen, namazı dosdoÄŸru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.

​

Yunus Suresi 62-64. Ayet: Diyanet Meali

Bilesiniz ki Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.

Onlar ki, iman etmiÅŸler ve takvâya ermiÅŸlerdir, iÅŸte onlara hem bu dünya hayatında hem de âhirette müjdeler olsun! Allah’ın sözlerinde deÄŸiÅŸme olmaz; (öyleyse) en büyük kazanç budur.

​

Maide Suresi 9. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Allah, iman edip salih ameller iÅŸleyenler hakkında, "Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır" diye vaatte bulunmuÅŸtur.

Cennetlikler Kimlerdir

​

Bakara Suresi 62. Ayet: Diyanet Meali

Åžüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel iÅŸleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.

MÜCADELE ALTINDA YALAN SÖYLENEBİLİR

​

Ammâr Bin Yâser Åžehit oÄŸlu ÅŸehit
Ammâr bin Yâser, ilk Müslümanların otuzuncusudur. Süheyb-i Rûmî ile birlikte, Dâr-ül Erkam'da aynı vakitte Müslüman olmuÅŸlardı. O zaman Peygamber efendimiz Dâr-ül Erkam'da bulunuyordu. Ammâr bunu ÅŸöyle anlatıyor:

Bir gün Hazret-i Erkam'ın evinin önünde Hazret-i Süheyb bin Sinan'a rastladım. Ona dedim ki:
- Burada ne yapıyorsun?
- Sen ne yapıyorsun?
- Ben içeri gireceÄŸim ve Hazret-i Muhammed'in sözlerini dinleyip bildirdiÄŸi dîne gireceÄŸim. Müslüman olacağım.
- Ben de aynı maksatla buraya geldim.

İçeri beraber girdik
Böylece ikimiz beraber içeri girdik. O sırada Peygamber efendimiz de orada bulunuyordu. Beraber Müslüman olduk, akÅŸama kadar orada kaldık. AkÅŸamdan sonra evimize döndük.

İmâm-ı Mücâhid buyurdu ki:
- Mekke'de Müslüman olduÄŸunu ilk açıklayan, önce Resûlullah sonra da Ebû Bekir, Bilâl, Habbâb, Süheyb, Ammâr ve annesi Sümeyye hanımdır.

Peygamber efendimiz halkı açıktan îmâna çağırmaya baÅŸlayınca, müÅŸrikler, kimsesiz Müslümanlara ezâ ve cefâ etmeye baÅŸladılar. Ebû Tâlib hayatta iken, putperestler, Resûl-i ekreme kötülükte bulunamazlardı. Eshâbdan tanınmış kimselere de kavimlerinin himâyesi ve aÅŸîretlerinin kalabalık oluÅŸu sebebiyle, istedikleri gibi ezâ ve cefâ edemezlerdi.

Ancak Müslümanların kimsesizlerini ve fakirlerini bulup, bunlara çeÅŸit çeÅŸit azâb ile eziyet edip, türlü cefâlar ederlerdi. Bunların içinde en çok eziyet görenler, Bilâl, Süheyb, Habbâb ve Ammâr bin Yâser'dir.

MüÅŸrikler Ammâr'ı yalnız yakaladıkları zaman Ramda mevkiine, Mekke kayalıklarına götürürler, elbiselerini çıkarıp, demir gömlek giydirirler, günün sıcağında kızmış taÅŸlarla daÄŸlarlar, ba'zan da sırtını ateÅŸle daÄŸlar, kızgın güneÅŸ altında aç ve susuz bırakıp derlerdi ki:
- Muhammed'in dîninden dön, Lat ve Uzzâya tap kurtul!

Ba'zan da kuyuya daldırıp boÄŸmak isterlerdi. Onlar, bu dayanılmaz cefâlara sabredip,
- Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed aleyhisselâmdır, diyerek İslâm dîninden dönmezlerdi.

Ebû Huzeyfe bin Mugîre, Ammâr'ın babası Yâser'in dostu olduÄŸu ve sözleÅŸme gereÄŸince yardım etmesi lâzım geldiÄŸi hâlde, o da müÅŸriklerle bir olup, o Müslüman âileye, arkalarına ateÅŸ yapıştırmak sûretiyle iÅŸkence yapıyordu.

Dilim dilim doğrasanız
Benî Mahzûm kabîlesinin ileri gelenleri, Ammâr bin Yâser'in babasına ve vâlidesi Sümeyye'ye iÅŸkenceye devâm edip, sıcak günde kuma gömerler ve üzerinde et piÅŸecek kadar sıcak taÅŸları, gövdesine dizerlerdi. Sonra derlerdi ki:
- Lât ve Uzzâ, Muhammed'in dîninden iyidir deyin!

Bunun üzerine onlar da ÅŸöyle cevap verirlerdi:
- Derimizi yüzseniz, etimizi dilim dilim doÄŸrasanız sizi dinlemeyiz. Allahtan baÅŸka ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm O'nun kulu ve Peygamberidir.

Yine bir gün, Resûlullah efendimiz Bathâ denilen yerden geçerken, Yâser âilesine iÅŸkence yapıldığını görüp çok üzüldüler. Hazret-i Yâser suâl etti:
- Yâ Resûlallah! Zamanımız hep böyle iÅŸkence ile mi geçecek?

Peygamber efendimiz de buyurdu ki:
- Sabrediniz ey Yâser âilesi! Sevininiz ey Ammâr âilesi! Hiç ÅŸüphesiz, sizin mükâfât yeriniz Cennettir.

Ammâr bin Yâser'in, KureyÅŸli müÅŸriklerden gördüÄŸü iÅŸkence, dillere destân olacak ÅŸekildedir. Bir defasında Ammâr Resûlullah efendimize gelerek hâlini arz etti:
- Yâ Resûlallah! MüÅŸriklerin bize yaptığı iÅŸkenceler son haddine vardı.

Resûlullah efendimiz onların bu hâlini biliyor ve onlar için üzülüyordu. Buyurdu ki:
- Sabrediniz ey Yakzân'ın babası!

Sonra da ÅŸöyle duâ ettiler:
- Yâ Rabbî! Ammâr âilesinden hiç kimseye Cehennem azâbını tattırma.

Ey ateÅŸ, serin ol
Yine bir gün Mekke müÅŸrikleri Ammâr'a ateÅŸle eziyet ve iÅŸkence ediyorlardı. Resûlullah efendimiz orayı teÅŸrif ettiler. Buyurdular ki:
- Ey ateÅŸ! İbrâhim'e (aleyhisselâm) olduÄŸun gibi, Ammâr'a da serin ve selâmet ol.

Daha sonra Ammâr, sırtını açtığında ateÅŸin izi görünüyordu. Bu iz Resûlullah efendimizin duâsından önce idi.

Yine güneÅŸin çok yakıcı olduÄŸu bir gündü. GüneÅŸ sanki bütün Mekke'yi yakmak istiyordu. Toprağın üstünde ve altındaki bitkiler kavrulmuÅŸtu. Çöl ve taÅŸlık bölgeler, kızgın bir ekmek fırınını andırıyordu. KureyÅŸli MahzumoÄŸulları, daha da kızgındılar!

Yâser ve hanımı Sümeyye'ye, yapmadık iÅŸkence bırakmadılar. Fakat bu Yemenli Müslümanlar, onların bunca iÅŸkencelerine raÄŸmen onların isteklerini yerine getirmedi. Nihayet Yâser'i kızgın taÅŸlar üzerine yatırdılar. Üzerindeki kısa çöl elbisesini yırttılar.

Burası, Mekke'nin baÅŸtan baÅŸa taÅŸlık ve çorak bir semtiydi. Hiç su bulunmadığı için zalimler, burayı seçmiÅŸlerdi. GüneÅŸ en fazla bir saatte, her insanı piÅŸirebilirdi. Ama yere yatırılan Yemenli Müslüman, gülüyordu! Putperest MahzumoÄŸulları, hırslarından çatlıyacak gibiydiler. Hepsi kıpkırmızı olmuÅŸlardı. Nihayet Yâser'in bir koluna, bir deve; öbür koluna, baÅŸka bir deve baÄŸladılar. Ayaklarına da, aynı ÅŸeyi yaptılar.

Sonra içlerinden, en dinsizi bağırdı:
- Hemen ÅŸimdi, İslâm dînini inkâr edeceksin!

Hazret-i Yâser:
- Allah birdir, O'ndan baÅŸka tapılacak ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm, Allahın Resûlüdür, diye haykırdı. Hâin müÅŸrik, ÅŸiddetle üzerine doÄŸru eÄŸildi:
- O hâlde, hiç görülmedik ÅŸekilde, can vermeye hazırlan!

İşte o zaman, gerçekten, dünyada pek görülmemiÅŸ bir vahÅŸet emri verildi.

Dağlar taşlar tekrarladı
4 gaddar cellât, 4 deveyi aynı anda; ellerindeki yanmış aÄŸaçlarla daÄŸladılar. Can havliyle, dört bir yana koÅŸuÅŸan develer; Hazret-i Yâser'i, doÄŸru Cennete uçurdular. DaÄŸlar taÅŸlar, kurtlar kuÅŸlar, yerlerdeki ve göklerdeki Melekler; aynı ilâhi kelimeyi tekrarlıyorlardı:
- Lâ ilâhe illallah. Muhammedün Resûlullah.

Bu manzaraya, insan yüreÄŸi dayanır mı? Fakat Sümeyye Hâtun dayandı. Çünkü kat'î olarak biliyordu ki; sevgili kocası Yâser ÅŸu anda, Cennet-i âlâdadır.

Bize doÄŸru yolu gösterdi
Yâser âilesinin ezâya ve bir musîbete uÄŸramadığı gün, hemen hemen yok gibiydi. Hazret-i Yâser'i ve oÄŸlu Abdullah'ı, görülmedik ÅŸiddetli bir iÅŸkence ile ÅŸehit ettikten sonra, Sümeyye Hâtun İslâmın en büyük düÅŸmanıyla karşılaÅŸtı. Ebû Cehil sırıtarak dedi ki:
- İnandığın Allah, kocanı ölümden kurtaramadı!

Sümeyye Hâtun sükûnetle cevap verdi:
- Allah O'nu, Cennetine aldı. Kocamı; sizin gibi putlara, paraya ve dünyaya tapınmaktan kurtardı. Allahü teâlânın Resûlü O'na ve bize doÄŸru yolu gösterdi. Ey Allah ve Resûlullah düÅŸmanı! Sen git, kendi ahmaklığınla yaÅŸa! Kocaman kafanı, vücûdundan kopardıkları gün; içinde beyin olmadığı anlaşılacaktır. Ama o zaman, ne fayda!

Ebû Cehil'in hakikaten, kocaman olan kafası kızdı ve bağırdı:
- Sus, ey Ebû Huzeyfe'nin kölesi! Benim gibi bir efendiye, bunları nasıl söyliyebilirsin?
- Sen, köpekten de aÅŸağılıksın! Çünkü kuduz köpekler bile; sizin yaptığınız ÅŸekilde insan öldürmezler.

Ebû Cehil, elindeki kısa mızrakla oynuyordu. Birden onu, kadıncağıza fırlattı. Sümeyye Hâtun oracıkta ÅŸehit oldu. İslâm'da ilk ÅŸehit olan bunlardır. Ya'nî kadınlardan Sümeyye Hâtun, erkeklerden Hazret-i Yâser idi.

Hazret-i Ammâr'a da MugireoÄŸulları, böyle iÅŸkenceler yapmışlardı. MüÅŸrikler yine suya batırarak iÅŸkence yapmış oldukları bir sırada, Peygamberimiz Ammâr bin Yâser'e rastlamıştı. Ammâr aÄŸlıyordu. Kâinâtın efendisi mübârek elini, onun gözlerinin üzerine sürdü ve buyurdu ki:
- Bir daha kâfirler seni yakalayıp suya batırırlar ve sana, ÅŸöyle ÅŸöyle söyle, derler ve bu iÅŸkenceyi tekrarlarsa, onların söyletmek istediklerini söyleyiver, iÅŸkenceden kurtul!

MugireoÄŸulları Ammâr'ı bir gün yakaladılar. Meymun kuyusunun içine batırdılar.
- Sen Muhammed'i inkâr edip, putlarımıza dönünceye kadar seni bırakmıyacağız, dediler.


Hazret-i Ammâr da, kâfirlerin dediklerini, kalbiyle kabûl etmediÄŸi hâlde diliyle söyledi.

Îmân ile doludur
Resûl-i ekreme, "Ammâr kâfir oldu" diye haber verildi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
- HâÅŸâ! O kâfir olmaz. BaÅŸtan ayaÄŸa kadar îmândır ve eti ile derisi arası îmân ile doludur.


Ammâr, küffâr elinden kurtulup, Resûlullahın yanına geldi. Kâfirlerin ezâ ve cefâsından aÄŸladı. Resûlullah efendimiz iki mübârek eliyle gözünün yaşını sildi ve teselli buyurdu.

Bu hâdise üzerine, Nahl sûresinin; Kim Allaha küfrederse, onlara ÅŸiddetli bir azâb vardır. Ancak kalbine îmân yerleÅŸmiÅŸ olduÄŸu hâlde küfür kelimesini söylemeye zorlanıp, sâdece diliyle söyliyenler müstesnâ, meâlindeki 106. âyet-i kerîmesi nâzil oldu.

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem de Hazret-i Ammâr'a buyurdu ki:
- MüÅŸrikler eziyet ederlerse yine böyle söyle.

Ammâr bin Yâser hazretleri, Mekke devrinde gördüÄŸü iÅŸkenceler karşısında HabeÅŸistan'a hicret edenler arasında bulunmuÅŸtur. Bilâhare tekrar Mekke'ye dönmüÅŸ, bir müddet orada kaldıktan sonra Medîne'ye göç ederek, Hazret-i Münzir bin AbdülmübeÅŸÅŸir'in misâfiri olmuÅŸtur. Daha sonra Peygamber efendimiz onu, Ensârdan Huzeyfe bin Yemân ile din kardeÅŸi yapmıştır.

Hazret-i Ammâr, Medîne-i münevvereye gelince, Resûlullah için bir ibâdet ve istirâhat yerinin gerekli olduÄŸunu söyledi. İslâmda mescid yapılmasına ilk teÅŸebbüs eden o idi ve bu sâyede Kubâ mescidi yapıldı.

Çift kerpiç taşıyordu
Ammâr bin Yâser, Mescid-i Nebevî'nin de yapımında bulundu. Mescid-i Nebevî'nin temeli atıldığında, duvar yapılmak üzere kerpiç kestirilmiÅŸti. Kuruyan kerpiçler, bulundukları yerden mescid arsasına Eshâb-ı kirâmın sırtlarında taşınıyordu. Herkes birer birer taşırken, Hazret-i Ammâr büyük fedâkârlık gösterip;
- Biri kendim, biri Resûlullah için, diye iki kerpiç getiriyordu ve diliyle de;
- Biz Müslümanlar mescidler inÅŸâ ederiz, diyordu.

Peygamber efendimiz Ammâr'ın yanına geldi ve mübârek eliyle arkasını sığadı ve buyurdu ki:
- Ey Sümeyye'nin oÄŸlu! Senin iki ecrin, sevâbın, baÅŸkalarının bir ecri var. Senin, dünyada en son azığın, rızkın da bir içim süttür.

Hazret-i Ebû Sa'îd Hudrî der ki:
- Biz kerpici birer birer taşırdık. Ammâr ise, ikiÅŸer ikiÅŸer taşırdı. Resûlullah efendimiz, Ammâr'ı böyle üzeri toz toprak içinde görünce, onun üzerindeki tozları silkeleyerek:
- Vah Ammâr! Vah Ammâr! Onu bâgîler öldürecektir, diye haber verdi.

Ammâr bin Yâser, Bedir baÅŸta olmak üzere, Uhud, Hendek ve Tebük gazâsı dâhil, Resûlullah efendimizin bütün gazâlarına katıldı. Her savaÅŸta ÅŸecâat ve cesâretiyle tanındı. Resûlullahın yanından hiç ayrılmadı.

Bedir günü, hâin Ebû Cehil'in koca kafası; iki mücâhîd tarafından kesildi. O zaman Sevgili Peygamberimiz, Hazret-i Ammâr'a buyurdu ki:
- Allah teâlâ, anacığının katilini öldürdü.

Cennet ilerde!.
Resûlullah efendimizin vefâtından sonra, Hazret-i Ebû Bekir devrinde yapılan savaÅŸlarda da aynı ÅŸecâat ve cesâretle döÄŸüÅŸtü. Abdullah bin Ömer der ki:

- Yemâme'de mürtedlere karşı saldıran eÅŸsiz bir yiÄŸit gördüm. DüÅŸman saflarını yerle bir ediyor, bir taraftan kılıç sallıyor, diÄŸer yandan söyle söylüyordu:
"Bizim Peygamberimiz, Muhammed-ül Emîn'dir. Peygamberlerin sonuncusudur. Ondan sonra, Peygamber gelmiyecektir. Aksini söyliyenlerin hepsi, yalancı sahtekârdırlar."

Bu sözleri, Müseylemet-ül Kezzab taraftarlarını bile ikna ediyordu. Tam sırada, hızlı bir kılıç darbesi, baÅŸucunda vızıldadı. Keskin demir, bir kulağını kesti. Akan kanları, eliyle durdurmaya çalışıyordu. Bir yandan da "Cennet ilerde!. Cennet ilerde!" diye haykırıyor, mücâhidleri aÅŸka getiriyordu. Sanki, ÅŸehit ana ve babasını görüyor gibi, savaşıyordu. Yalancı Müseyleme de, yalancılar ordusu da kısa zamanda; darmadağın oldular.

Ammâr bin Yâser, Hazret-i Ömer devrinde Kûfe vâliliÄŸine tâyin olundu. Halîfe, tâyin emrinde Kûfelilere ÅŸöyle yazdı:
- Size Ammâr bin Yâser'i vâli, İbni Mes'ûd'u öÄŸretmen ve yardımcı olarak ta'yin ettim. Bunların ikisi de Eshâb-ı kirâmın seçilmiÅŸlerindendir. İkisi de Bedir harbinde bulunmuÅŸlardır. Onları dinleyip, itâat ediniz.

Sevinmedim ki üzüleyim
Hazret-i Ammâr, Kûfe'yi bir sene dokuz ay mükemmel bir ÅŸekilde idâre etti. Halîfe Hazret-i Ömer, Ammâr'ı Medîne'ye çağırdığında, ona sordu:
- Üzüldün mü?
- VâliliÄŸe ta'yin olunduÄŸumda sevinmedim ki, alındığım zaman üzüleyim.

Hazret-i Osman devrinde, fitne ve karışıklıklar baÅŸladığında, halîfe bunun sebebini öÄŸrenmek için Ammâr'ı, Mısır'a gönderdi. Bu büyük sahâbî, fitne ve fesâdı ortadan kaldırmak için çok gayret etti.

Daha sonra Sıffîn muhârebesine katıldı. SavaÅŸ esnasında yanındakilere sordu:
- İçecek, bir ÅŸeyimiz var mı?

Kırmızı halkalı kap içinde, süt getirdiler. Bunu gören, Ammâr bin Yâser dedi ki:
- Allah Resûlünü, tasdik ederim, doÄŸrularım! Yıllarca önce bize, böyle bir kaptan içeceÄŸim sütün, benim dünyadaki son rızkım olacağını buyurmuÅŸtu.

Sonra sütü, Besmeleyle son damlasına kadar içti. Allaha hamd etti.

Ammâr bu savaÅŸta 94 yaşında ÅŸehit oldu. Hazret-i Ali, Ammâr bin Yâser'in ÅŸehit olduÄŸunu öÄŸrenince, çok üzüldü buyurdu ki:
- Allahü teâlâ Ammâr'a rahmet eylesin. O, Resûlullahın etrafında birkaç kiÅŸi varken Müslüman olmuÅŸtu. Kendisi hiç ÅŸüphesiz magfirete kavuÅŸacaktır. Çünkü Allahü teâlânın Resûlü, Ammâr âilesini Allahın magfiretiyle müjdelemiÅŸti.

Cenâze namazını bizzat kendisi kıldırdı ve elbisesiyle, yıkanmadan Kûfe kabristanlığına defnedildi.

Ammâr bin Yâser, ahlâken yüksek bir zâttı. Az konuÅŸur, çok kerre hüzünlü ve kederli olurdu. Son derece doÄŸru ve hakka riâyetkâr idi. Zühd ve takvâ sahibi olup sâde yaÅŸardı. Gâyet belîÄŸ (açık) ve veciz bir hitâbete sahipti. Namazına çok dikkat ederdi.

Ammâr bin Yâser, hadîs-i ÅŸerîfleri en doÄŸru bilenler arasında sayılmaktadır. Åžöhretini; dünyaya düÅŸkün olmamasına ve harâmlardan sakınmasına, insanlar üzerinde bıraktığı i'timâda, da'vâsına sadâkatle baÄŸlılığına borçludur.

Cennet üç kiÅŸiyi arzû eder
Hazret-i Ammâr hadîs-i ÅŸerîflerle medholundu:
"Cennet üç kiÅŸiyi ÅŸiddetle arzû eder. Bunlar; Ali, Ammâr ve Selmân'dır."

"Ammâr'a düÅŸman olana, Allahü teâlâ düÅŸman olur. Ona buÄŸzedene, Allahü teâlâ buÄŸzeder."

Ebû Vâil ÅŸöyle anlattı:
Ammâr bin Yâser bize kısa bir hutbe okudu. Hutbeyi okuyup, indikten sonra kendisine; hutbeyi gâyet kısa okuduÄŸunu söyledik. Bunun üzerine ÅŸöyle dedi:

- Resûlullah efendimizin, "Bir kimsenin namazının uzun, hutbenin kısa olması, onun fıkıh bildiÄŸine alâmettir" buyurduÄŸunu iÅŸittim.

Hadis: Müslüman 3 Durumda Yalan Söyleyebilir

 

Ümmü Külsûm Binti Ukbe İbni Ebû Muayt radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ÅŸöyle buyururken dinledim, dedi:

“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.” [1]

Müslim’in rivayetinde ÅŸöyle bir fazlalık vardır:

Ümmü Külsûm dedi ki, Peygamber aleyhisselâm’ın halkın söyleyip durduÄŸu yalanlardan sadece üçüne izin verdiÄŸini iÅŸittim. Bunlar da:

1- SavaÅŸta (düÅŸmanı aldatmak için),

2- İki kişinin arasını bulmak maksadıyla,

3- Kocanın karısına, karının da kocasına (aile düzenini korumak düÅŸüncesiyle) söylediÄŸi yalandır.

Örtün, Gizleyin ve Açık Etmeyin

 

Hucurat Suresi 12. Ayet: Diyanet Meali

Ey iman edenler! Zannın çoÄŸundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araÅŸtırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüÅŸ kardeÅŸinin etini yemekten hoÅŸlanır mı? Tabii ki bundan tiksinir! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.

​

Hadis: KardeÅŸlik

Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiÄŸine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve haset etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeÅŸ olunuz. Bir Müslümanın, din kardeÅŸini üç günden fazla terkedip küs durması helâl deÄŸildir." 

(Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5)

​

Hadis: Ayıpları Örtünüz

“Kim arkadaşının ayıbını örterse, Allah da kıyâmet günü onun ayıbını örter. Kim de müslüman kardeÅŸinin ayıbını açığa vurursa, Allah da onun ayıbını açığa vurur. Hattâ evinin içinde bile olsa, onu ayıbıyla rezil eder.” (İbn-i Mâce, Hudûd, 5)

 

Hadis: Kınamanın Sonucu

“Kim bir kardeÅŸini (tevbe ettiÄŸi) günahı sebebiyle ayıplarsa, o günahı iÅŸlemeden ölmez.” (Tirmizî, Kıyâmet, 53/2505)

Kulluk (İbadet) ten Kaçınmak

 

Mümin Suresi 60. Ayet: Diyanet Meali

Rabbiniz ÅŸöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aÅŸağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!

Nisa Suresi 173. Ayet: Diyanet Meali

İman edip salih ameller iÅŸleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uÄŸratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan baÅŸka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır.

Allah' ın Cezası Felaketler(Helak)​

​

Åžu'ara Suresi 208. Ayet: Diyanet Meali

Biz, hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helâk etmedik.

Bakara Suresi 155. Ayet: Mahmut Kısa Meali

Andolsun ki, sizi bazen çetin korkularla, bazen açlık ve yoksullukla, bazen de servetinizi, saÄŸlığınızı ve ürünlerinizi elinizden alarak imtihân edeceÄŸim.
Sabredenleri müjdele!

İsra Suresi 16. Ayet: Diyanet Meali

Bir ülkeyi helâk etmek istediÄŸimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah iÅŸlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz.

Rum Suresi 41. Ayet: Diyanet Meali

İnsanların kendi iÅŸledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.

Åžura Suresi 42.(40-43). Ayet: Diyanet Meali:

Bir kötülüÄŸün karşılığı ona denk bir davranıştır; ama kim bağışlar, düzeltme yolunu tutarsa onun mükâfatını Allah verir. Hiç ÅŸüphe yok ki O haksızlık edenleri sevmez.

Haksızlığa uÄŸradığı için karşılık verenlere gelince, onlar aleyhine bir yol tutulamaz.

Kınama ve cezalandırma ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere saldırıda bulunanlara yöneliktir. Onlar için elem verici bir azap da vardır.

 Ama kim sabreder ve bağışlarsa, iÅŸte bu güçlü irade gerektiren iÅŸlerdendir.

Hadis: Allah' ın Ceza  Verme Sebepleri

Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anh- ÅŸöyle nakleder:

“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize yönelerek ÅŸöyle buyurdu:

«Ey Muhâcirler cemaati! BeÅŸ ÅŸey vardır ki, onlarla mübtelâ olduÄŸunuzda, -ben sizin o ÅŸeylere eriÅŸmenizden Allâh’a sığınırım-. Onlar ÅŸunlardır:

 

1.   Bir milletin içinde zinâ, fuhuÅŸ ortaya çıkıp nihâyet o millet bu suçu alenî olarak iÅŸlediÄŸinde, mutlaka aralarında vebâ salgını ve daha önceki milletlerde vukû bulmamış baÅŸka hastalıklar yayılır.

2.    Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet, mutlaka kıtlık, (bereketin kalkması) geçim sıkıntısı ve baÅŸlarındaki hükümdarların zulmü ile cezâlandırılır.

3.    Mallarının zekâtını vermekten kaçınan her millet, mutlaka yaÄŸmurdan mahrum bırakılır (kuraklıkla cezalandırılır. Hattâ) hayvanları olmasa onlara hiç yaÄŸmur yaÄŸdırılmaz.

4.    Allâh’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûlü’nün sünnetini terk eden her milletin başına mutlaka Allah kendilerinden olmayan bir düÅŸmanı musallat eder ve düÅŸman o milletin elindekilerden bir kısmını alır.

5.    İmamları Allâh’ın Kitâbı ile amel etmeyip Allâh’ın indirdiÄŸi hükümlerden iÅŸlerine geleni seçtikçe, Allah onların hesâbını kendi aralarında görür, (yani fitne, fesat ve anarÅŸi belâsına mâruz kalırlar.)»” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623)

İslamda Fasıklık var, ama Bunlardan sakınırsa!!!​

​

Bakara Suresi 2.81. Ayet: Diyanet Meali:

Hayır öyle deÄŸil; kötülük iÅŸleyip suçu kendisini kuÅŸatmış olan kimseler; cehennemlikler iÅŸte onlardır. Onlar orada temellidirler.

​

Nisa Suresi 4.173: Diyanet Meali

İman edip salih ameller iÅŸleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve  lütfundan  onlara  daha  da fazlasını verecektir. Allahʼa kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük  taslayanlara  gelince;  (Allah)  onları  elem  dolu  bir  azaba  uÄŸrayacaktır ve  onlar kendilerine Allahʼtan baÅŸka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır.

İslamda Herkese Genel Emirler​

​

Bakara Suresi 2.193. Ayet: Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Hem bir fitne kalmayıp, din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Vazgeçerlerse, düÅŸmanlık ancak zalimlere karşıdır.

 

Tevbe Suresi 73. Ayet: Diyanet Meali

Ey peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!

​

Nisa Suresi 4.16. Ayet: Diyanet Meali

Sizlerden fuhuÅŸ (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın. EÄŸer onlar tövbe edip ıslah olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

Hadis: Ahirzamanda Fitneler

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiÄŸine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

“Yararlı iÅŸler görmekte acele ediniz. Zira yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zamanda insan, mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü’min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.” 

(Müslim, Îmân 186. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 30, Zühd 3; İbni Mâce, İkâme 78)

Müslüman KardeÅŸliÄŸi

- Hucurât Sûresi 12. Ayet:

"Ey iman edenler! Zannın bir çoÄŸundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araÅŸtırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeÅŸinin etini yemekten hoÅŸlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Åžüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir."

 

Hadis: Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiÄŸine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:

“Müslüman Müslümanın kardeÅŸidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terk etmez. Her Müslümanın, diÄŸer Müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye ÅŸer olarak Müslüman kardeÅŸini hor ve hakir görmesi yeter.” (Tirmizî, Birr 18)

​

- Hadis: Câfer-i Sâdık Hazretleri buyurur:

“Bir mü’min kardeÅŸine âit, hoÅŸ olmayan bir ÅŸey duyarsan, onun için birden yetmiÅŸe kadar mâzeret kapısı araÅŸtır. Bulamazsan; «Belki benim bilmediÄŸim veya anlayamadığım bir mâzereti vardır.» de, sonra da meseleyi kapat!” [Hânî, el-Hadâik, s. 132.]

İslâm ahlâkı, baÅŸkalarında kusur aramak yerine, önce kendi kusurlarını görüp telâfîsiyle meÅŸgul olmayı gerektirir.

Müʼmin, din kardeÅŸine karşı dâimâ hayırhâh olmalıdır. Yani onun için her zaman hayır dileyip iyiliÄŸini temennî etmelidir. Nefsânî bir çekiÅŸmeye girerek veya hasede kapılarak, kendini haklı çıkarmak için kardeÅŸinin hatâ yapmasını beklemek gibi çirkin huylardan titizlikle sakınmalıdır.

Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Müslüman kardeÅŸinin uÄŸradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah Teâlâ onu rahmetiyle felâketten kurtarır da, seni imtihan eder.” buyurmuÅŸtur. (Tirmizî, Kıyâmet, 54)

ALEVİLİK GİBİ DİNİ DAĞITMAK, MEZHEPLER GİBİ GRUPLAŞMAK YASAKTIR

 

Rum Suresi 31-32. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Allah’a yönelmiÅŸ kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoÄŸru kılın ve müÅŸriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.V.)' İN TAVRI

 

Necm Suresi 3. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

O, nefis (heva) arzusu ile konuÅŸmaz.

​

HaÅŸr Suresi 7. Ayet: Diyanet Meali

Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaÅŸan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doÄŸrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.

Hadis: Baba' nın evladına hadiyesi

Eyyûb b. Musa’nın (radıyallahu anh), babası aracılığıyla dedesinden naklettiÄŸine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ÅŸöyle buyurmuÅŸtur:

“Hiçbir baba, evlâdına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiÅŸtir.” (Tirmizî, Birr, 33)

Allah' ın Kullarına Sevgisi ve Yaklaşım Tarzı

Hadis: Veli Kuluna Tavrı

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah Teâla Hazretleri ÅŸöyle ferman buyurdu:"

"Kim benim veli kuluma düÅŸmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaÅŸtıran ÅŸeyler arasında en çok hoÅŸuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) ÅŸeyleri  eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaÅŸmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun iÅŸittiÄŸi kulağı, gördüÄŸü gözü, tuttuÄŸu eli, yürüdüÄŸü ayağı (aklettiÄŸi kalbi, konuÅŸtuÄŸu dili) olurum. Benden bir ÅŸey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir ÅŸeyde, mümin kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düÅŸmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediÄŸi ÅŸeyi sevmem." (Buhârî, Rikak 38.)

Hadis: Kuluma Koşarım

Ebu Hureyre -radıyallahu anh- merfû olarak rivayet ediyor: Allah Teâlâ buyurdu ki: «Ben kulumun zannı üzereyim. Beni zikredip andığı sürece onunla beraberim. Çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, Allah Teâlâ, kulunun tövbe etmesine sevinir. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. EÄŸer o bana yürüyerek gelirse, ben ona koÅŸarak varırım.» Muttefakun aleyh. Hadisin bu lafızları İmam Müslim'de geçen bir rivayete aittir. Bir önceki babta ilgili ÅŸerh yapılmıştır. Buharî ve Müslim'in rivayetinde; «Beni zikrettiÄŸi zaman muhakkak onunla beraber olurum.» lafzı bulunmaktadır. Yukarıda zikredilen rivayette "Haysu" ifadesi geçmektedir. Her iki lafız da sahihtir.  

PEYGAMBERLİK HAKKINDA EN TEMEL AYETLER

 

Bakara Suresi 87-88. Ayet: Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peÅŸ peÅŸe elçiler gönderdik. Meryem oÄŸlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik (Cebrail’le destekledik). Demek size ne zaman bir elçi; nefsinizin hoÅŸlanmayacağı bir ÅŸeyle gelse, büyüklük taslayarak; bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldüreceksiniz, öyle mi?

Dediler ki: “Bizim kalplerimiz mühürlüdür, örtülüdür.” (Bu yüzden anlatılanlar aklımıza girmiyor.) Hayır; inkâr (ve isyan)larından dolayı Allah onları lanetlemiÅŸtir. Bundan dolayı pek azı iman ederler. (Büyük çoÄŸunluÄŸu zulüm ve küfür içindedirler.)

​

Bakara Suresi 98. Ayet: Diyanet Meali

Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mîkâil’e düÅŸman olursa bilsin ki, Allah da inkâr edenlerin düÅŸmanıdır.

​

Ali İmran Suresi 31. Ayet: Diyanet Meali

De ki: "Allah'ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder".

 

Bakara Suresi 87-88. Ayet: Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peÅŸ peÅŸe elçiler gönderdik. Meryem oÄŸlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik (Cebrail’le destekledik). Demek size ne zaman bir elçi; nefsinizin hoÅŸlanmayacağı bir ÅŸeyle gelse, büyüklük taslayarak; bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldüreceksiniz, öyle mi?

İslama Kimsenin İtiraz Hakkı yoktur

 

Ahzab Suresi 36. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Allah ve Resûlü bir iÅŸ hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi iÅŸleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, ÅŸüphesiz ki o apaçık bir ÅŸekilde sapmıştır.

Allah Dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir

 

Nahl Suresi 16.93. Ayet: Diyanet Meali 

Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediÄŸini saptırır, dilediÄŸini de doÄŸru yola iletir. Yapmakta olduÄŸunuz ÅŸeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.

Enam Suresi 125. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Allah, her kimi doÄŸruya erdirmek isterse, onun göÄŸsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göÄŸsünü göÄŸe çıkıyormuÅŸçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) iÅŸte böyle verir.​

Hadis: Dünya Hayatı ve Ahiret Hayatı

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiÄŸine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu: 

“Dünya mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.”

Müslim, Zühd 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd l6; İbni Mâce, Zühd 3

Hadis: Dünyadan uzaklaÅŸtırır, kendine yaklaÅŸtırır

(1972)- Katâde İbnu Nu'mân (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyâdan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi." (Tirmizî, Tıbb 1, (2037).

Hac Suresi 50. Ayet: Diyanet Meali

Artık iman edip salih ameller iÅŸleyenler var ya, iÅŸte onlar için bir bağışlama güzel bir nimet (cennet) vardır.

 

Meryem Suresi 96. Ayet: Diyanet Meali

İman edip salih amel iÅŸleyenlerin kötülüklerini elbette örteceÄŸiz. Onları iÅŸlediklerinin daha güzeliyle mükâfatlandıracağız.

 

Meryem Suresi 96. Ayet: Diyanet Meali

İnanıp salih ameller iÅŸleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.

 

Ali İmran Suresi 19. Ayet: Diyanet Meali

Allah katında din, ÅŸüphesiz İslam'dır. Ancak, Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düÅŸtüler. Allah'ın ayetlerini kim inkar ederse bilsin ki, Allah hesabı çabuk görür.

bottom of page