top of page

İMAN NEDİR, İMAN HAKKINDA

~ Ar īmān ايمان [#Amn IV msd.] inanç → emanet

ANLAŞILAN                     :

İman inanç demektir. İnanç, kabul etmektir. Kabul etmek tasdiktir.

İslam Dininde İman ise; İslam' a yani Kuran ve Hadislere inanmak veya kabullenmek (tasdik etmek) demektir. Güven ve samimiyetle inanmak ise vaciptir.

İslamda İman Etmek Hakkında

 

    Kelime-i Şehadet Allâh Teâlâ’ın birliğini ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Allah Teâla’nın kulu ve Rasûlü olduğunu ifâde etmektir.  İslâm’ın ilk şartı ve en özlü bir ifadesidir. Kelime-i Şehadet getiren kişi Müslüman olmuş olur.

    Kelime-i Şehadet “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü” demektir.

İman edenin cünüplükten temizlenmesi ise müstehaptır. 

İman inanmaktır. İslam Dininin tamamını öğrenmeli ve inanmalıdır.

 

KELİME-İ ŞAHADET GETİREN KİŞİ İSLAMA GİRMİŞ OLUR

Bir kimse “Sahitlik ederim ki Allah’tan baska ilâh yoktur ve yine sahitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve rasûlüdür” diye kelime-i sehâdet getirmek sûretiyle Allah’ın birliğini ve Hz. Muhammed’in peygamberliğini kabul ederse Müslüman olur. Bunun herhangi bir törenle veya dinî bir kurumun huzûrunda gerçeklestirilmesi gerekmez.

Kelime-i Şehadet-i söyleyen kişi müslüman ve İslam toplumunun bir üyesi olur. Artık İslâm hukukunun müslümanlara tanıdığı tüm haklara sahiptir. Eğer müslümanlarla savaş halindeki bir toplumun üyesi (harbi) ise dokunulmazlık kazanır. Öldürülemez, esir edilemez, mal varlığına el konulamaz. Hiç kimse Kelime-i şehadet’i söylemeye zorlanamaz; zorlanan kişinin şehadeti geçerli sayılmaz. Buna karşılık kendiliğinden şehadet getiren kişiden girdiğini ilan ettiği İslâm’ın tüm kural ve gereklerini öğrenmesi, yerine getirmesi beklenir.

Kelime-i şehâdet getiren kimsenin İslâm’ı kabul ettiğine hükmolunur. Daha sonra ondan namaz, oruç, zekât gibi dinin temel hükümlerini yerine getirmesi istenilir. Bunların en başında gelen

namazdır. Çünkü Peygamber Efendimiz çeşitli yerlere gönderdiği valilerlerine, gittikleri yerin halkına kelime-i şehâdetten sonra namaz kılmalarını istemelerini emretmiştir. Sonra dinin diğer esasları istenilir.

 

KELİME-İ ŞEHADETİN OKUNUŞU

 Kelime-i Şehadetin Arapça Okunuşu:

اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

Kelime-i Şehadetin Türkçe Okunuşu:

“Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü”

Kelime-i Şehadetin Anlamı:

“Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve rasûlüdür”

MÜSLÜMAN OLMAK - TESLİMİYET

Kelime-i Şehadet getiren dine girmiş olur ama teslim olmuş olmaz... İslam Dininde Müslüman teslim olmuş demektir. Yani size müslüman diyebilmek için dinen teslim olmanız gerekmektedir.

İslam Dininde Allah' a teslim olunur. Kendimi Allah' a teslim ettim diyerek Allaha bakarsak Allah bize gizliden bakar ve dinen teslim olmuş oluruz ve Müslüman oluruz.

Zumer Suresi 54. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.

Teslim olmazsak Allah bize yardım etmez...

İSLAMDA HERKESTE EN AZ OLMASI GEREKEN İMAN HAKKINDA TEFSİR

 

KONU HAKKINDA AYETLER

Nisa Suresi 136. Ayet:

Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.

Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.

 

KONU HAKKINDA HADİSLER

Hadis: Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, üzerinde yolculuk eseri bulunmayan ve hiçbirimizin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

- Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet  etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam:

- Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam:

- Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir.” buyurdu.

Adam tekrar:

- Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:

- Peki “ihsan” nedir, onu da anlat, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

- Doğru söyledin dedi, sonra da:

- Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir.” cevabını verdi.

Adam:

- O halde alâmetlerini  söyle, dedi.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

-”Cariyelerin sahiplerini doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalar kurmada birbirleriyle yarışmalarıdır. “ buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben:

- Allah ve Rasûlü bilir, dedim.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi.” buyurdu.

 

Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6.

 

ANLAŞILAN                 :

İman, inanmak demektir. 

Allah (c.c.), kendisine ve Peygamberi Hz. Muhammed (S.a.v.)' e itaat edip İslam' a inanmamızı emreder.

Allah bizden önce iman etmemizi sonrada farzları yerine getirmemizi bekler.

Mümin olan Allah’ ın istediği iman ve ibadeti sağlamış, Allah’ ın rızasını kazanmış demektir.

İSLAM DİNİNDE İMANIN SEVİYELERİ HAKKINDA

 

Taklidi İman

Taklidi iman, kişinin delillere dayanmaksızın, ana-babadan veya çevresindeki insanlardan görerek ve öğrenerek iman etmesine denir. Bir nevi kişinin İslam toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak oluşan imandır. İslam ulemasının çoğunluğunun görüşüne göre bu tür bir iman geçerlidir. Ancak o kişi imanını akli ve dini delillerle güçlendirmediği için sorumludur. Zira, taklidi iman inkarcı ve sapık kimselerin ileri süreceği itirazlarla sarsıntıya uğrayabilir.

 

Tahkiki İman

Tahkiki iman ise, delillere, bilgiye, araştırmaya ve kavramaya dayalı olan imandır. Taklidi imana göre daha şuurlu bir imandır. Kişi elde ettiği bu delillerle ileri sürülecek şüphe 12. Nisa Suresi, 162. ayet 13. Bakara Suresi, 177. ayet uyandırıcı, bir takım sapık düşüncelere karşı koyabilir ve bu imanın direncini kuvvetlendirir. Bu sebeple imanı, akli ve dini delillerle güçlendirerek, “taklit” seviyesinden “tahkik” seviyesine çıkarmak gerekir. Aslolan, her Müslümanın tahkiki imana sahip olması, neye, niçin ve nasıl inandığının şuurunda olmasıdır.

İSLAM DİNİNDE İMAN, İTİKAD VE ŞÜPHE TEFSİRİ

 

İman Kelime Kökeni

~ Ar īmān ايمان [#Amn IV msd.] inanç → emanet

İman İslamda Manası

Sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân) kökünden türeyen îmân “güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak” demektir.

“Sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” mânasındaki akd kökünden türeyen i‘tikād da “iman” karşılığında kullanılır.

Terim olarak iman genellikle “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” diye tanımlanır. Bu inanca sahip bulunan kimseye mü’min, inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de müslim denir. Ayrıca Türkçe’de müslim kelimesinin Farsça kurala göre çoğulu olan müslüman da (müslimân) bu anlamda kullanılmaktadır.

 

ANLAŞILAN                     :

İman

İman, Güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak” demektir.

Taklidi İman

Taklidi iman, kişinin delillere dayanmaksızın, ana-babadan veya çevresindeki insanlardan görerek ve öğrenerek iman etmesine denir.

Bir nevi kişinin İslam toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak oluşan imandır. İslam ulemasının çoğunluğunun görüşüne göre bu tür bir iman geçerlidir. Ancak o kişi imanını akli ve dini delillerle güçlendirmediği için sorumludur. Zira, taklidi iman inkarcı ve sapık kimselerin ileri süreceği itirazlarla sarsıntıya uğrayabilir.

Tahkiki İman

Tahkiki iman ise, delillere, bilgiye, araştırmaya ve kavramaya dayalı olan imandır. Taklidi imana göre daha şuurlu bir imandır. Kişi elde ettiği bu delillerle ileri sürülecek şüphe 12. Nisa Suresi, 162. ayet 13. Bakara Suresi, 177. ayet uyandırıcı, bir takım sapık düşüncelere karşı koyabilir ve bu imanın direncini kuvvetlendirir. Bu sebeple imanı, akli ve dini delillerle güçlendirerek, “taklit” seviyesinden “tahkik” seviyesine çıkarmak gerekir. Aslolan, her Müslümanın tahkiki imana sahip olması, neye, niçin ve nasıl inandığının şuurunda olmasıdır.

İtikad

“Sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” mânasındaki akd kökünden türeyen i‘tikād da “iman” karşılığında kullanılır.

Terim olarak iman genellikle “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” diye tanımlanır. Bu inanca sahip bulunan kimseye mü’min, inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de müslim denir. Ayrıca Türkçe’de müslim kelimesinin Farsça kurala göre çoğulu olan müslüman da (müslimân) bu anlamda kullanılmaktadır.

Şüphe

Şüphe, kişinin tam ve kesin olarak inammaması, kafasında kuruntularının veya inanamadığı durumların olduğu durumu ifade eder.

Şüphe duyan insan genede inammayı seçebilir, şüpheye rağmen doğruyu seçer.

Şüphesi olan insan kandırılmaya müsaittir, fitneler karşısında dayanıklı olamaz, inanıp küfre sapıklığa düşebilir.

Şüpheden kurtulmanın en iyi yolu Kuranı Hadisleri kabul etmek Allah'tan ve Peygamberimizden oldupunu bilerek oldupu gibi kabullenmektir. Niçin neden demeyin emirdir, farzdır diyip benimseyin.

İMAN HERŞEY DEN ÖNCE GELİR

DÜNYA MALI DÜNYADA KALIR

SİZİ KURTARACAK OLAN İMANDIR

 

Hadis: İman Kurtarır

(Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari, Müslim]

 

ANLAŞILAN          :

İnsan yaratılmıştır. Rabbin de Allah' tır.

Allah bizden ibadet bekler.

Bizimde bu sebeple sınava tabi tutar.

O halde cennete girebilmek için önce inançlı, sonra ibadetli olmalıyız.

İnancımıza göre yaşamalı inancımızı herşey in üstünde tutmalıyız.

Allah bizim Rabbimiz, Hz. Muhammed (S. a.v.) bizim Peygamberimiz dir.

Allah' a ve Peygamberimize inanmalı ve sevmeliyiz.

Dünyevi değil sonsuz bir hayat olan cennetini için yaşamalıyız.

Yani sonsuz bir hayata çalışmalıyız.

Dünyevi şeyler ne kadar güzel, süslü olsa, ne kadar mutlu etse elinde sonunda dünyalıktır.

Size ne cenneti kazandırır, ne de sevab kazandırır.

Boş yaşamış olur, boşa ölmüş olursunuz.

İşte Dünyalık işlere düşerek ömrümüzü harap etmemeli, kendimizi kurtaracak olan ibadete sarılmalıyız.

Sonsuz bir hayata çalışın... ∞+>>

İMANLANMAK AMELMİDİR? SEVAPMIDIR?

 

Enam Suresi 132. Ayet: Diyanet Meali:

Herkesin amellerine göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.

Nisa Suresi 40. Ayet: Diyanet Meali:

Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.

Fussilet Suresi 46. Ayet: Diyanet Meali:

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

Zilzal Suresi 7. Ayet: Diyanet Meali:

Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.

Zilzal Suresi 8. Ayet: Diyanet Meali:

Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.

 

ANLAŞILAN                  :

İman inanmak demektir. İnsan inanırken ilim öğrenir. Çünkü Kuran ve hadis öğretilir. 

Nasıl ki Kuran ve Hadis İlimi öğrenen, okuyan sevap alırsa, imanlanan yani ilim öğrenen de sevap alır. 

Ayrıca kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse mükafatını alacaktır.

ALLAH İMAN VE AMELE BAKAR

 

Hadis: Allah İman ve Amele bakar

"Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama O, sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. "

(Müslim, “Birr”,34; İbn Mâce, “Zühd”, 9)

İSLAMDA İMAN'IN ŞARTLARI

 

Kur’an-ı Kerim de Allah’u Teala (Celle Celaluhu) bizim bildiğimiz manadaki imanın şartlarını çeşitli yerlerde bildirmiştir. Bunlara göz atacak olursak:

 

ALLAH’A, MELEKLERE, KİTAPLARA, PEYGAMBERLERE İMAN

Bakara Suresi 2.285. Ayet: Diyanet Meali:

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: "Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz." Şöyle de dediler: "İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır."

 

AHİRET (KIYAMET) GÜNÜNE İMAN

Nisa Suresi 4.136. Ayet: Diyanet Meali:

Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.

 

KADERE İMAN

Enam Suresi 6.59. Ayet: Diyanet Meali:

Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah'ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz'da) olmasın.

 

HAYIR VE ŞERRİN ALLAH' TAN GELDİĞİNE İMAN

Nisa Suresi 4.78-79.Ayet: Diyanet Meali:

Nerede olursanız olun,  sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu, Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.

Hadis: İman ve İslamın Şartları

Abdullah b. Ömer'in, babası Hz. Ömer'den naklettiği bu hadis şöyledir:

"Bir gün Rasûlullah (s.a.s.)'in yanında bulunduğumuz sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğru peygamber (s.a.s.)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve:

"Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu söyle?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i hac etmendir." buyurdu. O zat: "Doğru söyledin." dedi. Babam dedi ki: "Biz buna hayret ettik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu."

"Bana imandan haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): Âllah'a, Allah'ın meleklerine kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır." buyurdu. O zât yine: "Doğru söyledin." dedi. Bu sefer:

"Bana ihsandan haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): " Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da o seni muhakkak görür." buyurdu. O zat:

"Bana kıyametten haber ver?" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) "Bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir." buyurdular. "O halde bana alâmetlerinden haber ver." dedi. Peygamber (s.a.s.):

"Câriyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir." buyurdu. Babam dedi ki:

Bundan sonra o zat gitti. Ben bir süre bekledim. Sonunda Allah Rasûlü bana: "Ya Ömer! O soru soran zatın kim olduğunu biliyor musun?" dedi. "Allah ve Rasûlü bilir." dedim.

"O Cibrîl'di. Size dininizi öğretmeye gelmişti." buyurdular.

(Buhârî, İman 1; Müslim, İman 1).

ANLAŞILAN                   :

İmanın Şartları

1. Allah' a İman

2. Meleklere İman

3. Kitaplara İman

4. Peygamberlere İman

5. Ahiret (Kıyamet) Gününe İman

6. Hayır ve Şerrin Allah' tan geldiğine İman

7. Kadere İman

 

İMANIN ŞARTLARI AÇIKLAMASIYLA

1. Allah' a İman

La İlahe İllallah (Allah tektir ve birdir, başka ilah yoktur.)

2. Meleklere İman

Meleklerin Görevlerine Göre Genel İsimleri

1) Cebrail Aleyhisselam

2) Mîkail Aleyhisselam

3) İsrafil Aleyhisselam

4) Ölüm Meleği Aleyhisselam

5) Muakkibât Melekleri

6) Kiramen Katibîn Melekleri

7) Müjdeleyici Melekler

8) Seyyahun ( Rahmet ) Melekleri

9) İnsanı Sûretlendirip Rızkını, Ecelini, Cinsiyetini ve Halini Yazmakla Görevli Melekler

10) Dağlarla Görevli Melekler

11) Arş’ı Taşıyan Melekler

12) Allah’a İbadet Eden Melekler

13) Sorgulayıcı Melekler

14) Cennetle Görevli Melekler

15) Cehennem Görevlisi Melekler

16) Bulutlarla Vazifeli Melek

17) İnfak Edenlere Dua, Cimrilik Yapanlara Beddua Eden İki Melek

18) İnsana Hayırlı İşler Yapmayı İlham Eden Melek

19) Salih İnsanların Cenazelerine Katılan Melekler

20) Cuma Günü Mescide Gelenleri Yazan Melekler

21) Sema Kapılarının Bekçileri Olan Melekler

 

3. Kitaplara İman

Allah (c.c.)' nün Yeryüzüne İndirdiği 7 Kebahir Din

1. Hz. Adem (A.s.): Küçük Kitap (10 Sahife)

2. Hz. Şit (A.s.): Küçük Kitap (50 Sahife)

3  Hz. İdris (A.s.): Küçük Kitap (30 Sahife)

4. Hz. İbrahim (A.s.): Küçük Kitap (10 Sahife)

5. Hz. Musa (A.s.): Küçük Kitap (10 Sahife)

                           Büyük Kitap (Tevrat)

6. Hz. İsa (A.s.): Büyük Kitap (İncil)

7. Hz. Muhammed (S.a.v.): Büyük Kitap (Kur' an-ı Kerim)

 

Hz. Davud (A.s.): Büyük Kitap (Zebur)

Hz. Davud (A.s.) Tevrat' ve Zebur' a uymuştur.

Zebur; Dua ve zikir kitabıdır.

 

4. Peygamberlere İman

1. Hz. Adem (A.S.) Peygamber

Bakara Suresi 37. Ayet: Diyanet Meali: Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.

2. Hz. Şit (A.S.) Peygamber

Peygamberler soyağacı Diyanet Vakfı M. Asım Köksal 1995 yayınlarına göre Hz. Adem' in oğlu Hz. Şit (A. s.) peygamberdir. Kendisine 50 Sahife kitap verilmiştir.

3. Hz. İdris (A.S.) Peygamber

Meryem Suresi 56. Ayet: Fizilalil Kuran Meali: Bu Kitapta İdris hakkında anlattıklarımızı da hatırla o son derece doğru sözlü ve dürüst bir peygamberdi.

4. Hz. Nuh (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

5. Hz. Hûd (A.S.) Peygamber

Araf Suresi 67. Ayet: Diyanet Meali: Hûd, şöyle dedi: "Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim."

6. Hz. Salih (A.S.) Peygamber

Araf Suresi 73. Ayet: Diyanet Meali: Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka bir ilâh yoktur. Gerçekten size Rabbinizden (benim peygamber olduğumu gösterecek) açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah'ın şu devesi.. Bırakın onu da Allah'ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar."

7. Hz. İbrahim (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

8. Hz. Lût (A.S.) Peygamber

Araf Suresi 80. Ayet: Diyanet Meali: Lût'u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: "Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz?"

9. Hz. İsmail (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

10. Hz. İshak (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

11. Hz. Yâkup (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

12. Hz. Yûsuf (A.S.) Peygamber

Enam Suresi 84. Ayet: Diyanet Meali: Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh'u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.

13. Hz. Eyyup (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

14. Hz. Şuayb (A.S.) Peygamber

Araf Suresi 85. Ayet: Diyanet Meali: Medyen halkına da kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır."

15. Hz. Musa (A.S.) Peygamber

Bakara Suresi 53. Ayet: Diyanet Meali: Hani, doğru yolu tutasınız diye Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) ve Furkan'ı  vermiştik.

16. Hz. Harun (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

17. Hz. Dâvud (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali: Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

18. Hz. Süleyman (A.S.) Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

19. Hz. İlyas (A.S.) Peygamber

Saffat Suresi 123. Ayet: Diyanet Meali: Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.

20. Hz. Yûnus (A.S.)Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

21. Hz. Zekeriya (A.S.)Peygamber

Meryem Suresi 7. Ayet: Diyanet Meali:( Allah, şöyle dedi:) "Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik."

22. Hz. Yahya (A.S.)Peygamber

Meryem Suresi (12-14). Ayet: Diyanet Meali: (Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) "Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl" dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi.

23. Hz. İsa (A.S.)Peygamber

Nisa Suresi 163. Ayet: Diyanet Meali:  Biz, Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.

24. Hz. Muhammed (A.S.)Peygamber

Bakara Suresi 23. Ayet: Diyanet Meali: Eğer kulumuza (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin).

 

5. Ahiret (Kıyamet) Gününe İman

Kıyametin kopacağına, öldükten sonra dirileceğimize, mahşer yerinde toplanacağımıza, hesaba çekileceğimize, kul hakkı dan sorulacağına, şefaat olacağına ve sürat köprüsünden sevk edilerek sonsuz cennet ve cehenneme gönderileceğine iman etmendir.

 

6. Hayır ve Şerrin Allah' tan geldiğine İman

Kuranda bize iyilikte kötülükte Allah' tan gelir diye bildiriliyor. Bunu böyle bilip ona iman esip ona göre yaşamak, halimize şükretmektir.

 

7. Kadere İman

Kader yazgıdır. Allah' ın kainatı yaratırken Kitab-ül Mübin de yazdığıdır.

Allah' ın herşeyi önceden bilip yazdığına iman etmeliyiz.

HANGİ DİNE GİRMELİ

Bakara Suresi 62. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).

Ali İmran Suresi 85. Ayet: Diyanet Meali (Yeni)

Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.

ANLAŞILAN                  :

İslam Dinine bir kere tabi olan başka dine giremez. Ondan sonra artık İslam' a tabidir. Başka dine geçerse İslam dan amelleri yazılacağı için kafir olur, diğer dine ibadeti kabul edilmez. Boşa yaşamış olur.

bottom of page